11. Sınıf Felsefe Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 93
Soru: Tablodaki ifadelerin hangi düşünceye ait olduğunu ilgili alanlara (✓) işareti koyarak gösteriniz.
İfadeler | Skolastik Düşünce | Modern Düşünce |
---|---|---|
Felsefenin amacı, kilisenin öğretilerini temellendirmektir. | ✓ | |
Felsefe, insanı ve doğayı konu edinir. | ✓ | |
Filozoflar kiliseye bağlıdır. | ✓ | |
Kanunları belirleyen kilisedir. | ✓ | |
Bilim, evreni keşfetmek için bir araçtır. | ✓ | |
Doğru bilginin ölçütü akıl, gözlem ve deneydir. | ✓ | |
Kanunların kaynağı devlettir. | ✓ | |
Bilim Tanrı’yı bilmek için bir araçtır. | ✓ | |
Felsefenin amacı insanı ve evreni keşfedebilmektir. | ✓ | |
Felsefenin merkezinde din vardır. | ✓ | |
İnsan, Tanrı’nın yarattığı ve onun buyruğunda olan bir kuldur. | ✓ | |
Dünya, araştırılması gereken bir yerdir. | ✓ | |
Doğru bilginin ölçütü Tanrı’dır. | ✓ | |
İnsan, aklıyla önce doğayı ve kendini tanır. | ✓ | |
Dünya, insanın imtihan için gönderildiği gelip geçici bir yerdir. | ✓ | |
Filozoflar otoriteden bağımsızdır. | ✓ |
Soru: Metinde boş bırakılan yerleri uygun kavramlarla tamamlayınız.
15. yüzyıl-17. yüzyıl felsefesi, çatışan eski dünya görüşü ile yeni dünya görüşünün bir arada görüldüğü bir felsefe geleneğidir. Modern düşüncenin ortaya çıkıp olgunlaştığı bu dönemde felsefenin odağı, artık din değil akıl ve insandır. Felsefe doğaüstü yerine doğaya, öteki dünya yerine bu dünyaya yönelmiştir. Skolastik Dönem’de etkin olan içinde yaşanılan dünyanın öte dünya için bir basamak olduğu düşüncesi geçerliliğini yitirmiştir. Bu dünyanın insan için keşfedilmesi gereken yaşanılası bir yer olduğu düşüncesi ağırlık kazanmaya başlamıştır. Bu dönemde insan, yalnızca Tanrı’nın bu dünyaya imtihan için gönderdiği bir kul olarak değil aynı zamanda bir birey olarak görülmüştür. Aklıyla doğruları keşfedebilme kapasitesine sahip olması bakımından insan değerli bir varlıktır. Doğru bilginin ölçütü, kilisenin öğretileri olmaktan çıkmış; inancın bilgiyi mümkün kıldığı düşüncesi geçerliliğini yitirmiştir. Bilgi inanç ekseninden çıkarak kendi başına değer kazanmıştır. Doğru düşünmenin ve doğru bilgiler edinmenin yöntemleri hakkında sorgulamalar yapılmıştır. Bilginin, insanın doğaya egemen olmasını sağlayan bir güç olduğu düşüncesi ortaya çıkmıştır. Böylece doğa bilimlerine verilen önem artmıştır. Bilimsel bilgi edinmede aklın yanında deney ve gözleme dayalı bir yöntem geliştirilmiştir. Artık bilim, Tanrı’yı ve onun yarattıklarını kavramada kullanılan bir araç değildir. Bilimi bu dönemde değerli kılan şey insana sağladığı faydadır. Skolastik Dönem’de felsefenin kılavuzu olan dinin yerini artık bilim almıştır. Ayrıca yönetimde kilisenin söz sahibi olduğu din devletleri güç kaybederek ulus devlet anlayışı ortaya çıkmıştır. Kanunların kaynağı bundan sonra klise değil hukuk devletidir.