12. Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Aşk Şiiri İsteriz... Cevapları Melis Yayınları

12. Sınıf Melis Yayınları Edebiyat Ders Kitabı Aşk Şiiri İsteriz... Sayfa 233-234-235-236-237 Hazırlık - Metni Anlama ve Çözümleme Cevaplarını yazımızın devamından okuyabilirsiniz.

Aşk Şiiri İsteriz...

Sayfa 233 Hazırlık Cevapları

1) Bu parçada anlatılmak istenenleri belirleyiniz.

Cevap: Bu parçada, aşkı küçümseyen kişilere karşı bir eleştiri yapılmakta ve aşkın insanı insan yapan en önemli duygulardan biri olduğu vurgulanmaktadır. Aşksız yaşamın eksik, ruhsuz ve duygudan uzak olduğu belirtilmekte; aşkın hem sanatı hem insanı yücelttiği ifade edilmektedir.


2) Bir denemeden alınan bu parçada deneme türünün hangi özellikleri görülmektedir?

Cevap: Parçada yazar kendi duygu ve düşüncelerini içten ve özgürce ifade etmektedir. Okuyucuya kesin yargılar sunmadan, onları düşünmeye yönlendirmektedir. Bu da deneme türüne özgü kişisel ve samimi anlatım tarzını açıkça göstermektedir.


Sayfa 235 Metni Anlama ve Çözümleme Cevapları

1) “Kubbe” kelimesi ve “boyun bükmek” deyiminin anlamı:

Tahmin:

  • Kubbe: Büyük yapıların üstünü örten, yarım küre biçimli kısımdır.
  • Boyun bükmek: Üzüntüyle ya da kabullenmişlik içinde başını eğmek, aciz kalmak.

TDK Sözlük’e göre:

  • Kubbe: Yarım küre biçiminde olan yapı tavanı.
  • Boyun bükmek: Acındıran bir tavır takınmak, çaresizliği kabullenmek.

2) “Bunlara da şair denir mi? Ne dediklerini bilmez delikanlılar!” sözünü kim, neden söylemektedir?

Cevap: Bu söz, geleneksel şiir anlayışına sahip kişiler tarafından, genç şairlerin aşk şiiri yazmaktan uzak durmalarını eleştirmek için söylenmektedir. Onlara göre yeni nesil şairler duygusuz, içtenliksiz ve kültürsüzdür.


3a) Nurullah Ataç’ın çağdaş şairlerde bulduğu eksiklik nedir?

Cevap: Nurullah Ataç, aşk şiirinin eksikliğinden yakınır. Günümüz şairlerinin aşkı küçümseyerek bu konuda şiir yazmadığını, bu durumun duygusal bir eksiklik olduğunu belirtir.


3b) Ataç’a göre aşk şiiri yazmak neden zordur?

Cevap: Aşk şiiri yazmak zordur çünkü aşk binlerce yıldır yazılmış, işlenmiş bir konudur. Yeni ve etkileyici bir biçimde yazmak hem derin bilgi hem de özgün anlatım gerektirir.


4) Ataç’ın “Aşk Şiiri İsteriz…” adlı denemesindeki eleştirilerine katılıyor musunuz?

Cevap: Evet, katılıyorum. Aşk, evrensel bir duygudur ve okuyucuyla duygusal bağ kurmanın en etkili yollarından biridir. Edebiyatın temel temalarından biri olarak aşk, şiirde önemli bir yere sahiptir.


5a) Tartışmacı anlatım biçimi ve örneği:

Cevap: Tartışmacı anlatımda yazar, karşıt görüşü sunar, sonra onun yanlış olduğunu gösterir. Nurullah Ataç, aşk şiiri yazılmaması gerektiğini düşünenlere karşı çıkar; onların görüşlerini çürütüp kendi düşüncesini savunur. “Bunlara da şair denir mi?” gibi sorularla okuyucuyu düşündürür ve ikna etmeye çalışır.


b) Deneme türü ve tartışmacı anlatım biçimi birbirini tamamlamaktadır denebilir mi?

Cevap: Evet, denebilir. Deneme türünde yazar özgürce görüşlerini ifade ederken, tartışmacı anlatım biçimi bu görüşleri destekleyip savunarak okuyucuyu ikna etmeye çalışır. Bu yönüyle birbirini tamamlayan iki anlatım özelliğidir.


6) Metindeki açık ve örtük iletiler, metinle ilgili tespit, eleştiri ve beğeni:

Açık ileti: Günümüz şiirinde aşk temasının ihmal edildiğidir.
Örtük ileti: Aşk gibi evrensel ve duygusal bir temayı dışlamak, edebiyatı zayıflatır.
Tespit: Şairlerin toplumsal sorunlara yönelmesi aşkı geri plana itmiştir.
Eleştiri: Bu ihmal, şiirin duygusal gücünü azaltmıştır.
Beğeni: Yazarın dili sade ve etkileyicidir, okuyucuyu düşünmeye sevk eder.


7) Ataç’ın üslup özellikleri:

Cevap: Ataç, akıcı, içten ve özgün bir üslup kullanır. Öznel anlatımı, deyimler ve söz sanatlarıyla destekler. Duygusal ve coşkulu bir tonla yazarken okuyucuyu düşünmeye davet eder. Cümleleri genel olarak kısa, özlü ve etkilidir.


8) Ana düşünce ve yardımcı düşünceler:

Ana düşünce: Günümüz şairleri aşk şiirlerine daha fazla yer vermelidir.

Yardımcı düşünceler:

  • Aşk şiiri, duyguların ifadesinde etkilidir.
  • Aşk, insan hayatının ayrılmaz bir parçasıdır.
  • Geçmişte yazılan aşk şiirleri kalıcılığını korumuştur.

9) Deneme türünde konu sınırı yoktur – Önemi:

Cevap: Konu sınırsızlığı, denemenin en özgür türlerden biri olmasını sağlar. Her konuda yazılabilmesi, hem yazar hem de okuyucu için zengin bir düşünce alanı oluşturur. Bu sayede farklı bakış açıları geliştirilir.


10) Deneme türünün gelişiminde sözlü ve yazılı kültür, toplumsal değişim ve teknoloji:

Cevap: Sözlü kültür, denemenin doğal ve sohbet havasındaki anlatımına zemin hazırlamıştır. Yazılı kültür, denemenin kalıcılığını sağlamıştır. Yayın organları ve teknolojik gelişmeler, denemenin geniş kitlelere ulaşmasını ve farklı görüşlerin yayılmasını kolaylaştırmıştır.


Sayfa 237 Dil Bilgisi - Sıra Sizde Cevapları

Dil Bilgisi Cevapları


1) Ana düşünceyi belirleyiniz:

Cevap: Aşk, insanların çeşitli duygularını en iyi ifade eden bir temadır ve edebi eserlerde karakterleri daha iyi anlamamıza yardımcı olur.


2) Metindeki imla ve noktalama farklılıkları nelerdir?

  • “Sevmiyen, olmıyan” → Doğru yazımı: sevmeyen, olmayan
  • Soru işaretlerinden sonra cümleye küçük harfle başlanmış → Büyük harfle başlanmalıdır.
  • “..., ama yazılarında...” ifadesinde "ama" bağlacından önce noktalama olmamalıdır.

3) Noktalama yanlışlarını belirleyiniz:

  • “Erbâb-ı teşâur çoğalıp şair azaldı — Yok, öyle değil, şairin ancak adı kaldı”
    → Doğru yazımı:
    “Erbâb-ı teşâur çoğalıp şair azaldı. Yok, öyle değil; şairin ancak adı kaldı.”

Açıklama:

  • Uzun çizgi yerine nokta ve noktalı virgül kullanılmalı.
  • Anlam akışına uygun duraklamalar yapılmalıdır.

Sıra Sizde Cevabı


1) Montaigne’in “Güzel Bir Konuşma Nasıl Olmalıdır?” adlı denemesi ile Nurullah Ataç’ın “Aşk Şiiri İsteriz” adlı denemesini karşılaştırınız.

Cevap: Her iki deneme de insani değerleri ve edebî duyarlılığı konu alır.

  • Montaigne, konuşmanın doğallığını ve sadeliğini savunurken,
  • Ataç, günümüz şiirinde aşk temasının eksikliğini eleştirir.

Benzerlikler:

  • Samimi, kişisel bir dil kullanımı
  • Okuyucuyla içten bir iletişim
  • Düşünceyi kanıtlama amacı gütmeden fikir sunma

Farklılıklar:

  • Montaigne’in üslubu sakin ve yalın, Ataç’ın üslubu ise coşkulu ve eleştireldir.
  • Konu yönünden biri iletişim, diğeri edebî tür eleştirisi yapar.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

SORU & CEVAP Haberleri