Kavram-Gerçeklik İlişkisi
9. Sınıf Düşünme Eğitimi Ders Kitabı Cevapları MEB Yayınları Sayfa 44
Soru: “Zaman” kavramı nasıl ortaya çıkmış olabilir?
Cevap: Zaman kavramı, insanın doğadaki düzenli değişimleri fark etmesiyle ortaya çıkmıştır. Güneşin doğuşu ve batışı, mevsimlerin değişimi gibi döngüsel olaylar, zamanın akışını anlamamıza yardımcı olur. Bu gözlemler sayesinde insanlar olayları sıralı bir şekilde değerlendirme ihtiyacı hissetmiş ve zaman kavramını oluşturmuşlardır.
Soru: İnsanın zaman kavramıyla ilgili bilgisi olmasaydı zaman ortadan kalkar mıydı? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
Cevap: Zaman, insanın farkındalığından bağımsız olarak var olan bir olgudur. İnsanın zaman kavramına dair bilgisi olmasa da, olaylar sıralı ve ardışık bir şekilde gerçekleşmeye devam ederdi. Yani, zaman var olmaya devam ederdi, ancak insanlar bu kavramı fark edemez ve kullanamazlardı.
Soru: Zaman kavramı her insan için aynı şeyi mi ifade etmektedir? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
Cevap: Zaman kavramı, her insan için aynı anlama gelmeyebilir. Farklı kültürlerde, yaşam tarzlarına ve inançlara bağlı olarak zaman algısı değişiklik gösterebilir. Örneğin, bazı insanlar zamanı bir sınırlama olarak görürken, diğerleri onu fırsat ve düzenleyici bir faktör olarak değerlendirebilir. Bu da zamanın bireysel ve kültürel farklılıklara göre değişen bir kavram olduğunu gösterir.
9. Sınıf Düşünme Eğitimi Ders Kitabı Cevapları MEB Yayınları Sayfa 45
Soru: Farklı kültürlerde kullanılan bazı kavramlarla ilgili verilen aşağıdaki örnekleri inceleyiniz. Bu kavramların işaret ettiği durumları anlatmak için yeni kavramlar üreterek bunları ilgili yerlere yazınız.
Eski Türklerde gece duyulan ve uğursuz olduğuna inanılan sese “tiki” denirmiş.
Yeni kavram önerisi: "Karaçığlık" (Gece duyulan uğursuz ses)
Çocuklara nazar değmesin diye söylenen sözlere “ısrık” adı verilirmiş.
Yeni kavram önerisi: Korusöz (Çocuğu kötü enerjilerden ve nazardan koruduğuna inanılan söz)
İtalya'da inşaat alanını izleyen insanlara gözetleme deliklerinden bakan kişilere “umarell” denir.
Yeni kavram önerisi: "Gözkurtarıcı" (Merakla izleyen kişi)
Japoncada "komorebi", ağaçların arasından süzülen güneş ışığını anlatır.
Yeni kavram önerisi: "Aydınlıkzarı" (Güneş ışığının ağaç yapraklarından süzülüşü)
Latince "solivagant", tek başına dünyayı gezen kişiyi tanımlar.
Yeni kavram önerisi: "Yalgıngezer" (Yalnız başına seyahat eden)
İsveççe “fika” kelimesi, kahve ve tatlı eşliğinde verilen kısa molayı ifade eder.
Yeni kavram önerisi: "Tatkahve" (Kahve ve tatlı molası)
9. Sınıf Düşünme Eğitimi Ders Kitabı Cevapları MEB Yayınları Sayfa 46
Soru: Sizce ana diliniz farklı olsaydı düşünme yapınızda bir farklılık olur muydu? Görüşlerinizi gerekçeleriyle yazınız.
Cevap: Evet, ana dilim farklı olsaydı düşünce yapım da değişirdi. Çünkü dil, düşünme biçimimizi şekillendiren en önemli unsurlardan biridir. Örneğin, Almanca gibi cinsiyet ayrımı yapan bir dilde nesneler hakkında daha farklı düşünürken, Türkçe gibi nötr dillerde bu ayrım yapılmaz. Dil, düşüncelerimizi belirler ve olaylara nasıl yaklaştığımızı etkiler.
Soru: Farklı bir dil öğrenmek gerçekliği algılama biçiminizi değiştirir mi? Görüşlerinizi gerekçeleriyle yazınız.
Cevap: Evet, farklı bir dil öğrenmek, gerçekliği algılayış biçimimizi değiştirir. Her dilin kendine özgü yapısı ve kavramları, olayları farklı bir perspektiften görmemizi sağlar. Örneğin, İngilizce'deki zaman algısı ve dil yapısı, olayları daha doğrusal bir şekilde anlamamıza yol açabilirken, Japonca gibi dillerde olayların zamanla ilişkisi daha esnektir. Bu nedenle farklı bir dil öğrenmek, olayları farklı şekillerde değerlendirmemizi sağlar.