9. Sınıf Kimya Ders Kitabı 2. Tema Ölçme ve Değerlendirme Soruları ve Cevapları Meb Yayınları

9. Sınıf Meb Yayınları Kimya Ders Kitabı Sayfa 214-215-216-217-218-219-220-221-221-222-223-224-225-226-227-228-229-230-231-232-233-234-235 2. Tema Ölçme ve Değerlendirme Soruları ve Cevaplarını yazımızın devamından okuyabilirsiniz.

2. Tema Ölçme ve Değerlendirme Soruları

9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 214

55 sorudan oluşan bu testte farklı soru tiplerine yer verilmiştir. Karekodu akıllı cihazınıza okutarak ek değerlendirme sorularını içeren etkileşimli içeriğe ulaşabilirsiniz.

Soru: 1-4. soruları aşağıdaki metne ve görsellere göre cevaplayınız.

1. Soru: Öğretmen hangi etkileşim türünü modellemek istemiştir? Gerekçeleriyle açıklayınız.

Cevap: Öğretmen, dispersiyon kuvvetleri (Londra kuvvetleri) olarak bilinen zayıf etkileşim türünü modellemek istemiştir.
Bu modelde balonlar, atom veya moleküller arasındaki geçici dipol-dipol etkileşimlerini temsil eder. Birinci grup öğrencilerin mor balon taşıması, ikinci grup öğrencilerin yeşil balon taşıması ve üçüncü grup öğrencilerin mavi balon taşıması, atomların çevresinde oluşabilecek farklı elektron dağılımlarını simgeler. Öğretmen, öğrencilerin balonları havada zıplatmalarını isteyerek bu etkileşimlerin geçici olduğunu ve sürekli olarak değişkenlik gösterdiğini vurgulamıştır.

Gerekçe: Dispersiyon kuvvetleri, atom ve moleküllerin elektronlarının anlık yer değiştirmesi sonucu oluşan geçici dipollerin birbirini çekmesiyle ortaya çıkar. Bu model, geçici dipolleri balonların dinamik hareketiyle temsil etmektedir.

9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 215

2. Modellenen etkileşim türü ile oyunun amacı ve kuralı arasında nasıl bir ilişki vardır? Bu özellikle ilgili bir örüntü oluşturunuz.
Cevap: Oyunun amacı ve kuralı, metalik bağdaki elektron denizi modeli ile ilgilidir. Metal atomları bir arada bulunduğunda, valans elektronları serbestçe hareket eder ve bu elektronlar yalnızca kendi atomlarının çekirdeği değil, aynı zamanda komşu atomların çekirdekleri tarafından da çekilir. Bu durum, metalik bağın açıklanmasında kullanılan elektron denizi modelini açıklar.


3. Balon oyunundaki her grubu periyodik cetveldeki bir element ile eşleştiriniz. Eşleştirmenizin gerekçelerini açıklayınız.

  • Birinci grup: Sodyum (Na) — Elinde bir balon taşıyan öğrenciler, +1 değerlikli metali temsil eder.
  • İkinci grup: Magnezyum (Mg) — Elinde iki balon taşıyan öğrenciler, +2 değerlikli metali temsil eder.
  • Üçüncü grup: Alüminyum (Al) — Elinde üç balon taşıyan öğrenciler, +3 değerlikli metali temsil eder.

Her grubun temsil ettiği değerlik, valans elektron sayısına ve metalin kimyasal özelliklerine uygun olarak belirlenmiştir.


4. En yüksek erime ve kaynama noktasına sahip grubu belirleyerek bu durumun nedenini açıklayınız.
Cevap: En yüksek erime ve kaynama noktasına sahip grup, üçüncü grup (pembe grup) olarak belirlenmiştir. Çünkü bu grup, serbest dolaşan balon (elektron) sayısının en fazla olduğu grubu temsil eder. Elektron denizindeki serbest elektron sayısı arttıkça metalik bağ kuvveti de artar. Bu durum, metalin erime ve kaynama noktalarının daha yüksek olmasına neden olur.


5-7. soruları aşağıdaki tabloya göre cevaplayınız.

Aşağıdaki tabloda bazı metallerin özellikleri verilmiştir.

5 a. Tabloda yer alan metallerin metalik bağlarının oluşumunu gösteren modelleri aşağıya çiziniz.
Cevap:

  • Sodyum: Elektron denizi daha az yoğun, metal atomları daha geniş bir alana yayılmıştır.
  • Magnezyum: Elektron denizi yoğunlaşmış, metal atomları daha sıkı bir yapıdadır.
  • Alüminyum: Elektron denizi en yoğun olan, metal atomlarının birbirine en yakın olduğu yapıdadır.

5 b. Çizdiğiniz modellerin benzerlik ve farklılıklarını yazınız.
Benzerlikler:

  • Tüm modellerde metal katyonları ve serbest dolaşan elektronlar (elektron denizi) bulunur.
  • Metal atomları düzenli bir yapıya sahiptir.

Farklılıklar:

  • Metal katyonlarının çapları farklıdır.
  • Elektron denizindeki serbest elektronların yoğunluğu metale göre değişir.

6. Çizdiğiniz modellerdeki farklılıklar ile metallerin tablodaki özellikleri arasında nasıl bir ilişki vardır? Açıklayınız.

  • Katyonun çapı küçüldükçe, elektron denizindeki yoğunluk artar ve bu durum erime noktası, sertlik ve iletkenlik değerlerinin artmasına yol açar.
  • Elektron denizindeki serbest elektron sayısı arttıkça metalik bağ kuvveti artar, bu da fiziksel dayanıklılığı artırır.

7. Çizdiğiniz modeller ve tabloda sunulan özelliklere göre aşağıdaki sonuçlardan hangisine ulaşılamaz?
Doğru Cevap: C)
Gerekçe: Elektron verme isteği arttıkça metalik bağ kuvveti azalır. Bu nedenle C seçeneği doğru değildir.

9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 216

8-12. soruları aşağıdaki metin ve tabloya göre cevaplayınız.

8. Soru: 9-13, 13-17, 17-20 ve 25-29 bome derecesine sahip havuzlarda hangi katyon ve anyon arasında etkileşim oluşabileceğini yazınız.

9-13 bome:

  • Katyon: Ca²⁺
  • Anyon: CO₃²⁻
    Gerekçe: Bu yoğunluk aralığında kalsiyum karbonat (CaCO₃) çökelir.

13-17 bome:

  • Katyon: Ca²⁺
  • Anyonlar: CO₃²⁻, SO₄²⁻
    Gerekçe: Hem kalsiyum karbonat (CaCO₃) hem de kalsiyum sülfat (CaSO₄) çökelir.

17-20 bome:

  • Katyon: Ca²⁺
  • Anyon: SO₄²⁻
    Gerekçe: Bu yoğunluk aralığında kalsiyum sülfat (CaSO₄) çökmeye devam eder.

25-29 bome:

  • Katyonlar: Ca²⁺, Na⁺
  • Anyonlar: SO₄²⁻, Cl⁻, Br⁻
    Gerekçe: Bu yoğunlukta kalsiyum sülfat çökelmesi tamamlanır. Ayrıca sodyum klorür (NaCl) ve sodyum bromür (NaBr) çökelir.

9. Soru: Aşağıda tuz üretim havuzlarında oluşan olaylara ilişkin önermeler oluşturulmuştur. Bu önermelerden havuzlarda gözlemlenebilecek olanlarını işaretleyiniz.

Doğru Öneriler:

  • I. 6-9 bome derecesine sahip havuzda demir(III) oksit katısı çöker. ✅
    Gerekçe: Bu yoğunluk aralığında Fe₂O₃ çökelir.

  • II. 25-29 bome derecesine sahip havuzda sodyum katyonu ve klorür anyonu arasında elektrostatik etkileşim oluşur. ✅
    Gerekçe: Sodyum klorür (NaCl) bu aralıkta çökelir.

  • V. 28-29 bome derecesine havuzda sodyum katyonu ve bromür anyonu arasında elektrostatik etkileşim oluşur. ✅
    Gerekçe: Sodyum bromür (NaBr) bu yoğunlukta çökelir.

Yanlış Öneriler:

  • III. 9-13 bome derecesine sahip havuzda kalsiyum ve sülfat tanecikleri arasında da etkileşim olur. ❌
    Not: Bu yoğunlukta kalsiyum karbonat (CaCO₃) çöker, ancak sülfat çökelmesi bu aralıkta görülmez.

  • IV. 25-29 bome derecesine sahip havuzda sodyum ve klor elementleri elektronlarını ortaklaşa kullanarak bileşik oluşturur. ❌
    Not: NaCl iyonik bağ ile oluşur; elektron paylaşımı söz konusu değildir.

9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 217

10. Soru: Tuz Üretim Havuzlarında Oluşan Olaylar ve Gözlemler

10. Soru: Aşağıda tuz üretim havuzlarında oluşan olaylara ilişkin önermeler oluşturulmuştur. Bu önermelerden havuzlarda gözlemlenebilecek olanlarını işaretleyiniz.

Öğrenciden deniz suyunda bulunan katyonlar ve anyonlar kullanılarak tuz örnekleri oluşturması beklenir. Örnekler arasında aşağıdaki gibi iyonik bileşikler yer alabilir:

  • KI (Potasyum iyodür)
  • MgCO₃ (Magnezyum karbonat)
  • NaCl (Sodyum klorür)

Havuzlarda oluşabilecek olaylar:

  1. 6-9 bome derecesine sahip havuzda Fe₂O₃ (Demir(III) oksit) katısı çöker. (Doğru)
  2. 25-29 bome derecesine sahip havuzda Na⁺ ve Cl⁻ iyonları arasında elektrostatik etkileşim olur ve NaCl oluşur. (Doğru)
  3. 9-13 bome derecesine sahip havuzda Ca²⁺ ve CO₃²⁻ iyonları arasında etkileşim sonucu CaCO₃ oluşur. (Doğru)
  4. 28-29 bome derecesine sahip havuzda Na⁺ ve Br⁻ iyonları arasında elektrostatik etkileşim olur ve NaBr oluşur. (Doğru)
  5. 25-29 bome havuzunda sodyum ve klor elementleri elektronlarını paylaşarak kovalent bağ yapmaz; bu nedenle IV önermesi yanlış olarak değerlendirilir.

Sonuç olarak: I, II, III, V önermeleri doğrudur.


11. Soru: Deniz Suyundaki İyonların Mikro Seviyede Modellenmesi

11. Soru: Aşağıdaki görsellerde denizden çıkan bir kişinin üzerindeki deniz suyu damlaları görülmektedir. Görsel 1'de deniz suyunun içerdiği bazı tanecikler alt mikro seviyede verilmiştir. Görsel 1'deki tanecikleri kullanarak Görsel 2 ve 3'ü de alt mikro seviyede modelleyiniz.

  • Görsel 2: Deniz suyu vücut üzerinde kururken su molekülleri buharlaşır, ancak iyonlar (örneğin Na⁺, Cl⁻, Mg²⁺, SO₄²⁻) cilt yüzeyinde kalır. Görselde iyonlar serbest halde, düzenli bir yapıda olmadan gösterilmelidir. Su molekülleri buharlaştığı için iyonlar yoğunlaşır.

  • Görsel 3: Deniz suyu tamamen kuruduğunda cilt üzerinde kalan iyonlar, düzenli bir kristal yapı oluşturur. Bu kristal yapı iyonik bileşiklerin düzenli örgüsünü temsil eder ve NaCl gibi tuzlar kristal yapı halinde gösterilmelidir.


12. Soru: Tuz Üretim Havuzlarında Çöken Bileşiklerin Özellikleri

12. Soru: Aşağıdakilerden hangisi tuz üretim havuzlarında çöken bileşiklerin özelliklerinden değildir?

A) Katyon ve anyon arasındaki elektrostatik etkileşim ile oluşması
B) Katı halde kristal örgü yapı oluşturması
C) Katı halde elektriği iletmesi
D) İyonik bağ içermesi
E) Erime ve kaynama noktasının oldukça yüksek olması

Cevap: C
Gerekçe: Tuz üretim havuzlarında çöken iyonik bileşikler katı halde elektriği iletmez. Elektrik iletimi ancak bu bileşiklerin sulu çözelti ya da erimiş halde olması durumunda gerçekleşir.

9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 218

13. Soru: Görselleri İnceleyerek Önerileri Değerlendirme

Soru: Görselleri inceleyen öğrenciler aşağıdaki önerileri oluşturmuştur. Bu önerilerden hangilerinin gözleme dayalı olduğuna, hangilerinin gözleme dayalı olmadığına karar veriniz. Gözleme dayalı olanların hangi görsel ile ilişkili olduğunu belirtiniz.

Öneri Gözleme Dayalı Gözleme Dayalı Değil İlgili Görsel
Atomların çekirdekleri ile elektronları arasındaki elektrostatik etkileşimler sonucu kovalent bağ oluşmuştur. - 4, 5, 6 ve 7
Atomların çekirdekleri arasında elektrostatik itme kuvvetleri oluşmuştur. - 2, 3 ve 4
Flor atomlarının 2p orbitallerinin örtüşmesi ile kovalent bağ oluşmuştur. - 4, 5, 6 ve 7
Atomların elektronları arasında elektrostatik itme kuvvetleri oluşmuştur. - 2, 3 ve 4
Atomlar birbirine yaklaşırken elektrostatik çekme kuvvetleri itme kuvvetlerinden daha büyüktür. - 2, 3 ve 4
Her iki flor atomu valans elektronlarını ortaklaşa kullanarak bağ oluşturmuştur. - 4, 5, 6 ve 7

Açıklamalar:

  1. Elektrostatik Çekim ve Kovalent Bağ: Kovalent bağ oluşumu atomlar arasında gözlemlenebilir ancak bu bağın oluşum süreci doğrudan gözlenemez, bu nedenle gözleme dayalı değildir.
  2. Elektrostatik İtme: Çekirdekler arasında oluşan itme kuvvetleri görsellerde gösterilen süreçlerin bir parçasıdır ve gözleme dayalı olarak değerlendirilebilir.
  3. 2p Orbital Örtüşmesi: Bu öneri doğrudan gözlenemeyen atomik düzeydeki bir kavramdır; bu nedenle gözleme dayalı değildir.
  4. Elektrostatik Çekme: Atomların birbirine yaklaşma sürecinde elektrostatik çekim kuvvetlerinin etkili olduğu gözlemlenebilir.
  5. Valans Elektronlarının Ortak Kullanımı: Kovalent bağın tamamlanması ile ilgilidir ancak bu süreç doğrudan gözlemlenemez, bu nedenle gözleme dayalı değildir.

9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 219

14. Etkileşim Süreci ile İlgili Çıkarımlar

a) Atomlar arasında elektron alışverişi sonucu bağ oluşur.
Gerekçe: Flor atomları elektron paylaşımı yaparak kovalent bağ oluşturur. Bu bağda ortaklaşa kullanılan elektronlar iki atomun çekirdeği tarafından da çekildiği için bağ kararlılığı sağlanır.

b) Elektrostatik etkileşimlerin etkisiyle elektronlar her iki atom çekirdeği tarafından çekilir ve elektronlar her iki atoma da aittir.
Gerekçe: Kovalent bağın oluşumu sırasında atom çekirdekleri hem kendi elektronlarına hem de komşu atomun elektronlarına çekim kuvveti uygular. Bu çekim kuvveti sayesinde bağ oluşur.


15. Hidrojen ve Oksijen Atomlarının Su Molekülünü Oluşturması

Soru: Hidrojen ve oksijen atomlarının oluşturduğu su (H2O) molekülünün oluşum sürecine ilişkin aşağıda verilen tahminlerin doğru olup olmadığını kutucukta D (Doğru) veya Y (Yanlış) belirterek açıklayınız.

Tahminler Doğru Yanlış Nedeni
Hidrojen ve oksijen atomlarının çekirdekleri arasındaki elektrostatik çekim kuvveti, su molekülünün oluşumunu sağlar. Atomların çekirdekleri aynı yüklü olduğu için çekirdekler arasında itme kuvvetleri oluşur.
Hidrojen ve oksijen atomlarının çekirdekleri ile ortaklaşa kullanılan elektronlar kovalent bağlı su molekülünü oluşturur. Kovalent bağ oluşumunda çekme ve itme kuvvetleri dengelenir.
Oksijen atomları, hidrojen atomlarından elektron alır ve kovalent bağlı su molekülü oluşturur. Kovalent bağ oluşumunda atomlar arasında elektron alışverişi değil, elektron paylaşımı gerçekleşir.

16. F2 Molekülü ile Flor Atomları Arasındaki Kararlılık ve Potansiyel Enerji

Soru: Aşağıda verilen grafikte flor atomlarının çekirdekleri arasındaki mesafeye göre sistemin potansiyel enerji seviyesi sunulmuştur. Grafiği inceleyiniz. F atomu ve F2 molekülünün kararlılıklarını potansiyel enerjileri ile ilişkilendirerek açıklayınız.

Cevap: F2 molekülü, F atomlarından daha kararlıdır.

  • Flor atomları bağ oluşturmak için birbirine yaklaştıkça potansiyel enerji azalır.
  • Atomlar arasında bağ oluştuğunda potansiyel enerji en düşük seviyeye ulaşır.
  • Bu durum, F2 molekülünün daha kararlı bir yapıya sahip olduğunu gösterir.
  • Bağ oluşumu sırasında çekim kuvvetleri ile itme kuvvetleri dengelenir ve bu denge sayesinde F2 molekülü düşük enerjili, kararlı bir yapıya sahip olur.
  • Grafikte gösterildiği gibi F atomları arasındaki mesafe bağ uzunluğu olduğunda potansiyel enerji minimum seviyededir.

9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 220

17. Çınar’ın Yanlış Varsayımları ve Açıklamaları

Çınar’ın Lewis noktası yapıları ile ilgili aşağıdaki varsayımları yanlıştır:

  • III. Atomların etrafına atomdaki toplam elektron sayısı kadar nokta yazılır.
    Yanlış, çünkü Lewis noktası gösteriminde sadece valans (değerlik) elektronları dikkate alınır. Atomun tüm elektronları değil, sadece en dış katmandaki elektronlar nokta ile gösterilir.

  • V. İki atom arasına en fazla 2 nokta yazılır.
    Yanlış, çünkü bazı atomlar çift bağ (4 elektron) veya üçlü bağ (6 elektron) oluşturabilir. Örneğin, O₂ molekülü çift bağ içerdiği için iki atom arasında 4 elektron (••) gösterilir.

Doğru Varsayımlar:

  • I. Hidrojen atomunun etrafına yalnızca 2 elektron noktası yazılır. ✅
  • II. Hidrojen hariç diğer atomların etrafına 8 elektron noktası yazılır. ✅
  • IV. Moleküldeki valans elektronları birbirleriyle eşleştirilir.
  • VI. Moleküldeki valans elektronları birbirleriyle eşleştirilir.

18. Lewis Nokta Yapılarının Kuralları ve Geçerliliği

a) Aşağıda verilen ifadelerden doğru olanları belirleyelim:

İfade Doğru (✔) / Yanlış (X) Açıklama
I. Bağı oluşturan elektronlar Lewis gösteriminde atomların arasında gösterilir. (Yanlış) Lewis yapılarında bağ yapan elektronlar doğrudan noktalar ile gösterilir, ancak tek başına atomlar arasında yer almaz.
II. Atomlar arasında gösterilen iki nokta bir bağı temsil eder. (Yanlış) Lewis gösteriminde iki nokta (••) tek bir elektron çifti anlamına gelir ancak her zaman kovalent bağ olmak zorunda değildir.
III. Bağ yapımına katılmayan elektronlar çift halinde gösterilir. (Yanlış) Bağ yapmayan (yalnız) elektron çiftleri noktalarla gösterilir. Ancak her zaman çift hâlinde bulunmazlar.
IV. Bağ yapan elektron çiftleri çizgi ile gösterilir. (Doğru) Lewis yapılarında tek bir bağ "—" çizgisiyle gösterilir. Çift bağlar "=" ve üçlü bağlar "≡" ile gösterilir.

b) Lewis Nokta Yapılarının Doğru Gösterimi

b) Aşağıda verilen moleküllerin Lewis nokta yapısını ilgili boşluğa çiziniz. (1H, 15P, 16S, 17Cl)

PCl₃ ve H₂S Molekülleri İçin Lewis Yapısı:

Molekül Lewis Nokta Yapısı
PCl₃ :Cl: :P: :Cl: :Cl:
H₂S H :S: H

Açıklamalar:

  • PCl₃ (Fosfor triklorür): Fosfor, üç bağ yapar ve etrafında bir yalnız elektron çifti bulunur. Klor atomları her biri 3 yalnız elektron çifti içerir.
  • H₂S (Hidrojen sülfür): Sülfür atomu iki hidrojenle kovalent bağ yapar ve etrafında iki yalnız elektron çifti bulunur.

9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 221

19. Burçin öğretmen, öğrencilerinden moleküllerin Lewis nokta yapısının oluşturulmasına ilişkin önermeler sunmalarını istemiştir. Öğrencilerin oluşturduğu önermeler görselde verilmiştir.

a) Öğrenci Önerilerinin Doğru veya Yanlış Olmasının Gerekçeleri

A’nın Önerisi: "H atomu içeren bileşiklerde H atomu merkez atomdur."

Yanlış.
Hidrojen (H) atomu asla merkez atom olmaz, çünkü yalnızca bir bağ yapabilir ve asıl olarak tamamlayıcı bir atomdur. Genellikle oksijen, azot veya karbon gibi atomlar merkez atom olur.

B’nin Önerisi: "Merkez atomun ortaklanmamış valans elektron çifti molekül yapısını değiştirir."

Doğru.
Merkez atomdaki yalnız elektron çiftleri (lone pairs), molekülün geometrisini ve bağ açısını değiştirir. Örneğin, NH₃ (amonyak) molekülü trigonal piramidal şekle sahiptir çünkü merkezdeki azot atomunun bir çift ortaklanmamış elektronu vardır.

C’nin Önerisi: "Oktet kuralı gereğince moleküldeki bütün atomların etrafına 8 tane nokta yazılmalıdır."

Yanlış.

  • Hidrojen (H) atomu "oktete" değil, "dublet" kuralına uyar. Hidrojenin yalnızca 2 elektrona ihtiyacı vardır ve bu yüzden etrafına 8 elektron yazmak yanlıştır.
  • Bazı elementler (örneğin bor, alüminyum) oktet kuralına uymayabilir.

b) Öğrencilerin Önerilerini Destekleyen Molekül ve Lewis Nokta Yapısı

Öğrencilerin önerilerini destekleyecek bir molekül olarak NH₃ (Amonyak) uygun bir örnektir:

NH₃ Molekülü Lewis Nokta Yapısı:

  • Azot (N) atomu merkez atomdur.
  • 3 tane bağ yapar ve 1 çift ortaklanmamış elektronu vardır.
  • Hidrojen atomları dublet kuralına uyar ve sadece 2 elektron ile kararlıdır.

9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 222

20. H₂O ve CCl₄ Moleküllerinin Farklı Davranış Göstermesinin Nedenleri

H₂O ve CCl₄ sıvılarının farklı davranış göstermesinin nedeni aşağıdaki ölçütlerle ilişkilidir:

II. Elektronegatiflik:

  • Oksijenin elektronegatifliği, hidrojen ile oluşturduğu bağlarda elektronların oksijen tarafında yoğunlaşmasına neden olur.
  • Karbon ve klor arasındaki elektronegatiflik farkı daha düşük olduğu için CCl₄ apolar bir yapıya sahiptir.

III. Ortaklanmamış elektron çiftlerinin varlığı:

  • H₂O molekülünde oksijen atomunun üzerinde iki çift ortaklanmamış elektron bulunur.
  • CCl₄ molekülünde karbonun ortaklanmamış elektron çifti yoktur.
  • Ortaklanmamış elektron çiftleri, molekülün şeklini etkileyerek H₂O’nun bükülmüş bir yapı kazanmasına neden olur.

V. Molekül şekli:

  • H₂O molekülü açısal (bükülmüş) bir yapıya sahiptir, bu nedenle kutuplu (polar) bir molekül olarak davranır.
  • CCl₄ molekülü ise simetrik bir tetrahedral yapıya sahiptir, bu yüzden kutuplu olmayan (apolar) bir moleküldür.

21. H₂O ve CCl₄ Moleküllerinin Benzerlikleri ve Farklılıkları

Benzerlikler:

  • Her iki molekül de farklı iki atom türünden oluşmuştur.
  • Her ikisi de oktet ve dublet kurallarına uyar.

Farklılıklar:

  • H₂O, ortaklanmamış elektron çiftlerine sahiptir, ancak CCl₄’de karbon üzerinde ortaklanmamış elektron çifti yoktur.
  • H₂O molekülünün dipol momenti sıfır değildir (kutupludur), ancak CCl₄’ün dipol momenti sıfırdır (kutupsuzdur).

22. Molekül Gruplandırması ve Farklı Davranışın Nedeni

  • H₂O molekülü "polar (kutuplu)" olarak adlandırılır. Polar moleküller, elektrostatik çekim kuvvetlerinden etkilenir.
  • CCl₄ molekülü ise "apolar (kutupsuz)" olarak adlandırılır. Apolar moleküller, elektrostatik kuvvetlerden etkilenmez ve simetrik bir yapıya sahiptir.

Farklı davranışın temel nedeni:

  • H₂O'nun kutuplu yapısı, elektrostatik çekim kuvvetlerine tepki vermesine neden olur. Bu yüzden suyun akış yönünde bükülme gözlenir.
  • CCl₄ kutupsuz olduğundan elektrostatik çekim kuvvetlerinden etkilenmez ve akış yönünde herhangi bir bükülme göstermez.

9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 223

23. İyonlar Arası Etkileşimle Oluşmuş Bileşikler

İyonik bileşikler, metal ve ametal iyonlarının elektrostatik çekim kuvveti ile bir araya gelmesiyle oluşur. Etiketlerde formülü verilen iyonik bileşikler şunlardır:

Bakır(II) sülfat (CuSO₄)
Magnezyum sülfat (MgSO₄)
Kalsiyum oksit (CaO)
Amonyum klorür (NH₄Cl)
Kalsiyum karbonat (CaCO₃)

Bu bileşikler katyon ve anyon iyonlarının oluşturduğu iyonik bağ içerir.


24. İyonik Bileşiklerin Sistematik Adlandırma Kuralı

Kural:
Bir bileşiği oluşturan katyon ve anyon adı sırasıyla kullanılarak adlandırma yapılır.

Örneğin:

  • CaO → Kalsiyum oksit (Ca²⁺ ve O²⁻ iyonları)
  • NH₄Cl → Amonyum klorür (NH₄⁺ ve Cl⁻ iyonları)

25. İyonik Bileşiklerin Adlandırılması ve Eksik Formüllerin Tamamlanması

Bileşik Yaygın Adı Formül Sistematik Adı
Göz taşı CuSO₄ Bakır(II) sülfat
Epsom tuzu MgSO₄ Magnezyum sülfat
Amonyak NH₃ Trihidrojen mononitrür
Sönmüş kireç CaO Kalsiyum oksit
Nişadır NH₄Cl Amonyum klorür
Kahkaha gazı (N₂O) N₂O Diazot monoksit
Su H₂O Dihidrojen monoksit
Sönmemiş kireç Ca(OH)₂ Kalsiyum hidroksit
Kireç taşı CaCO₃ Kalsiyum karbonat

26. Kovalent Bağlı Bileşikler

Kovalent bağ, ametal atomları arasında elektronların paylaşılmasıyla oluşur. Formülü verilen bileşikler arasından kovalent bağlı olanlar:

N₂O (Diazot monoksit)
H₂O (Dihidrojen monoksit)

Bu bileşiklerde yalnızca ametal atomları yer alır ve elektron paylaşımı ile bağ oluşmuştur.


9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 224

27. Kovalent Bileşiklerin Sistematik Adlandırma Kuralı

Kural:

  • Elektronegatifliği düşük olan ametal önce yazılır, Latin ön ekleriyle sayısı belirtilir.
  • Elektronegatifliği yüksek olan ametal sonra yazılır ve sonuna "ür" eki getirilir.

Örnekler:

  • N₂O → Diazot monoksit
  • H₂O → Dihidrojen monoksit
  • NH₃ → Trihidrojen mononitrür

28. Kovalent Bağlı Bileşiklerin Adlandırılması ve Eksik Formüllerin Tamamlanması

Bileşik Yaygın Adı Formül Sistematik Adı
Amonyak NH₃ Trihidrojen mononitrür
Kahkaha gazı N₂O Diazot monoksit

29. Moleküller Arası Etkileşim Kuvveti Büyük Olan Maddeler ve Gerekçeleri

Doğru Seçim Gerekçe
I₂ London kuvveti, toplam elektron sayısı arttıkça artar.
HF Hidrojen bağı, dipol-dipol etkileşiminden daha kuvvetlidir.
Ar London kuvveti, toplam elektron sayısı arttıkça artar.
CCl₄ London kuvveti, toplam elektron sayısı arttıkça artar.
H₂O Hidrojen bağı, dipol-dipol etkileşiminden kuvvetlidir.
NH₃ Hidrojen bağı, dipol-dipol etkileşiminden kuvvetlidir.
CH₃Cl Dipol-dipol etkileşimi, London kuvvetinden daha güçlüdür.

30. Maddeler Arası Etkileşim Türleri

Seçeneklerden doğru olanlar:

1 - Dipol-dipol etkileşimi
3 - Hidrojen bağı
8 - London kuvveti

Bu etkileşim türleri, maddelerin fiziksel ve kimyasal özelliklerini belirleyen en önemli faktörlerden biridir.


9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 225

a) Moleküler Yapılı Saf Maddelerde Görülen Etkileşimler

Moleküler yapılı saf maddelerin kendi molekülleri arasındaki etkileşimler zayıf etkileşimlerdir ve şunlardır:

London kuvvetleri (Geçici dipol etkileşimi)
Dipol-dipol etkileşimleri
Hidrojen bağları (Eğer molekül uygun yapıya sahipse)

Bu etkileşimler, moleküllerin bir arada kalmasını sağlar ve fiziksel özellikleri belirler.


b) Atomlar Arasında Görülen Etkileşimler

Atomlar arasında kimyasal bağlar bulunur. Bunlar güçlü etkileşimlerdir:

Kovalent bağ (Elektron paylaşımı ile oluşur)
İyonik bağ (Elektron alışverişi sonucu oluşur)
Metalik bağ (Metal atomları arasında elektronların serbest dolaşımıyla oluşur)


c) Atomlar Arasındaki Etkileşimlerden Hangileri Bileşik Oluşturur?

Bileşikler, atomlar arasındaki güçlü bağlarla oluşur. Bileşik oluşumunda rol oynayan bağlar:

Kovalent bağ (Ametaller arasında bileşik oluşturur, örn: H₂O, CO₂)
İyonik bağ (Metal ve ametaller arasında bileşik oluşturur, örn: NaCl)

Metalik bağlar bileşik oluşturmaz, ancak alaşımlar oluşturur.


ç) Moleküler Yapılı İki Farklı Madde Karıştırıldığında Oluşabilecek Etkileşimler

Moleküler yapılı iki farklı madde karıştığında zayıf etkileşimler görülür:

Dipol-dipol etkileşimleri (Polar moleküller arasında oluşur)
London kuvvetleri (Apolar moleküller arasında oluşur)
Hidrojen bağı (Eğer uygun moleküller varsa oluşur)

Örneğin, su ve alkol karıştığında hidrojen bağı oluşur. Ancak su ve yağ karışmaz çünkü farklı türde etkileşimlere sahiptirler.


d) İyonik Yapılı Bileşik ile Moleküler Yapılı Madde Karıştırıldığında Oluşabilecek Etkileşimler

Bir iyonik bileşik (NaCl gibi) ve bir moleküler yapıdaki madde (H₂O gibi) karıştırıldığında şu etkileşimler görülür:

İyon-dipol etkileşimi (Su gibi polar çözücüler tuzları çözerken oluşur)
Dipol-indüklenmiş dipol etkileşimi (Polar çözücü, apolar bir molekülü geçici olarak kutuplaştırabilir)

Örneğin, NaCl suya konulduğunda iyon-dipol etkileşimi sayesinde çözünür. Ancak NaCl benzende çözünmez çünkü benzen apolar bir çözücüdür.


e) Uzay-Dolgu Modelindeki Moleküller Arasında Görülen Etkileşimler

Görseldeki uzay-dolgu modeli su (H₂O) molekülünü göstermektedir. Su molekülleri arasındaki etkileşimler:

Hidrojen bağı (Su molekülleri arasındaki en güçlü çekim)
Dipol-dipol etkileşimi (Su polar olduğu için moleküller arasında oluşur)
London kuvvetleri (Tüm moleküllerde olduğu gibi su moleküllerinde de bulunur, ancak etkisi zayıftır)


f) Hem Atomlar Hem de Moleküller Arasında Görülebilen Etkileşim

London kuvvetleri (Atomlar ve moleküller arasında görülebilen en zayıf kuvvetlerdir)
Dipol-indüklenmiş dipol etkileşimi (Hem atomlar hem de moleküller arasında olabilir)

Örneğin, soygazlar (He, Ne, Ar) kendi atomları arasında sadece London kuvvetleri ile tutulur. Benzer şekilde, apolar moleküller (O₂, N₂) de London kuvvetleri ile etkileşime girer.


9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 227

31. Her Numune İçin İki Ek Özellik

Numune Ek Özellik 1 Ek Özellik 2
1. Numune Beyaz Toz halinde
2. Numune Parlak görünüm Pürüzsüz yüzey
3. Numune Sert Yarı saydam
4. Numune Beyaz Granül yapıda

32. 4. Numunenin Keskin ve Kendine Özgü Kokulu Olmasının Nedeni

  • Kokulu olması, moleküllerinin katı fazdan ayrılarak gaz fazına geçebildiğini gösterir.
  • Bu durum, moleküller arası etkileşim kuvvetlerinin zayıf olduğunu gösterir.
  • Uçucu ve düşük kaynama noktasına sahip moleküller genellikle kovalent bağlı organik bileşiklerdir.

33. 2. Numunenin Katı Halde Elektriği İletmesi

  • Katı halde elektrik iletimi, numunenin metal olduğunu gösterir.
  • Metallerde, serbest hareket edebilen değerlik elektronları vardır.
  • Bu elektronlar, elektrik akımını iletmeyi sağlar.

34. Apolar Çözücüde Çözünebilen Numunenin Moleküler Yapısı

  • Apolar çözücüde çözünebilen bir madde, apolar moleküllerden oluşur.
  • Apolar moleküller arasındaki etkileşim "London kuvvetleri"dir.
  • Bu kuvvetler zayıf olup, düşük kaynama ve erime noktalarına sahiptir.

35. 3. Numuneyi Oluşturan Tanecikler Arasındaki Çekim Kuvveti

  • 3. numunenin erime noktası çok yüksektir (4827°C).
  • Bu durum, tanecikler arasındaki bağların çok güçlü olduğunu gösterir.
  • Muhtemelen numune "elmas" gibi kovalent bağlı bir yapıya sahiptir.
  • Bu tür yapılarda atomlar arasındaki bağlar kopması zor, çok sağlam bağlardır.

36. 1. Numunenin Sıvı Halde Elektrik İletkenliği ve Kristal Yapısı

  • 1. numune sıvı halde elektriği ilettiğine göre, iyonlardan oluşan bir kristal yapı içerir.
  • Kristal yapıyı oluşturan tanecikler "iyonlardır".
  • Bu tür bileşikler genellikle tuz yapısına sahiptir (örn: NaCl).

9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 228

37. Kristal Türlerinin Tanımları ve Açıklamaları

Numune Kristal Türü Tanım ve Açıklama
1. Numune İyonik Kristal Katı halde iyonlardan oluşur. Sıvı halde ve suda çözüldüğünde elektrik iletkenidir.
2. Numune Metalik Kristal Metallerden oluşur, katı halde elektrik iletkenidir, yüzeyi parlaktır.
3. Numune Kovalent Kristal Çok yüksek erime noktasına sahiptir, sert ve dayanıklıdır. Atomlar arasında kovalent bağlar bulunur.
4. Numune Moleküler Kristal Düşük erime noktasına sahiptir, genellikle uçucudur ve moleküller arası zayıf etkileşimler içerir.

Örnekler:

  • İyonik kristal: NaCl (Tuz)
  • Metalik kristal: Alüminyum, Bakır
  • Kovalent kristal: Elmas, Kuvars (SiO₂)
  • Moleküler kristal: Kuru buz (CO₂), İyot (I₂)

38. Değişkenlerin Sınıflandırılması

Aşağıdaki tablo, öğrencilerin deneylerinde belirlenen bağımlı, bağımsız ve kontrol değişkenlerini göstermektedir:

Öğrenci Bağımlı Değişken (X) Bağımsız Değişken (X) Kontrol Değişkenleri (X)
Barış Denge Buhar Basıncı Sıcaklık Sıvı Türü, Sıvı Miktarı, Kabın Hacmi
Defne Denge Buhar Basıncı Sıvı Türü Sıcaklık, Sıvı Miktarı, Kabın Hacmi
Doruk Denge Buhar Basıncı Sıvı Miktarı Sıcaklık, Sıvı Türü, Kabın Hacmi
Ada Denge Buhar Basıncı Kabın Hacmi Sıcaklık, Sıvı Türü, Sıvı Miktarı

Açıklamalar:

  • Bağımlı değişken: Öğrencinin ölçüm yapmak istediği değişkendir. (Denge Buhar Basıncı)
  • Bağımsız değişken: Deneyin sonucunu etkileyen değişkendir (Sıcaklık, sıvı türü vb.)
  • Kontrol değişkenleri: Sabit tutulan değişkenlerdir.

9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 229

39. a) Öğrencilerin Karşılaştırma Yapacağı Deney Durumları

Öğrenci Karşılaştırılacak Durumlar
Barış I - V
Defne III - V
Doruk X - X (Kapalı kap miktarı etkisiz)
Ada X - X (Kabın hacmi etkisiz)

???? Elde Edilen Çıkarımlar:
Barış: Aynı sıcaklıktaki farklı sıvıların denge buhar basınçları aynı değildir.
Defne: Bir sıvının farklı sıcaklıklardaki denge buhar basınçları aynı değildir.
Doruk: Kabın içindeki sıvı miktarı denge buhar basıncını etkilemez.
Ada: Kabın hacmi denge buhar basıncını etkilemez.


39. b) Moleküller Arası Etkileşimler Açısından Barış ve Defne'nin Çıkarımları

Barış’ın çıkarımı:

  • Aynı sıcaklıktaki farklı sıvıların denge buhar basınçları aynı değildir.
  • Bunun sebebi moleküller arası çekim kuvvetlerinin farklı olmasıdır.
  • Örneğin: Etanol gibi zayıf moleküller arası etkileşime sahip sıvılar, sudan daha yüksek denge buhar basıncına sahiptir.
  • Çünkü su molekülleri arasındaki hidrojen bağları etanolinkinden daha güçlüdür.

Defne’nin çıkarımı:

  • Sıcaklık arttıkça denge buhar basıncı da artar.
  • Çünkü sıcaklık arttığında sıvı moleküllerinin kinetik enerjisi artar ve sıvı molekülleri moleküller arası çekim kuvvetini yenerek gaz fazına geçer.
  • Örneğin: 25°C’deki etanol ile 70°C’deki etanol karşılaştırıldığında, 70°C’deki etanolün denge buhar basıncı daha yüksektir.

9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 231

40. Kaynama Noktalarının Farklı Olma Nedeni

  • Sıvıların kaynama noktaları moleküller arası etkileşim türü ve gücüne bağlıdır.

Örneğin:

  • Etil alkol (C₂H₅OH) molekülleri arasında hidrojen bağı vardır.
  • Aseton (C₃H₆O) molekülleri dipol-dipol etkileşimi gösterir ama hidrojen bağı yapmaz.
  • Hidrojen bağları daha güçlü olduğu için, etil alkolün kaynama noktası asetondan yüksektir.
  • Daha güçlü etkileşimler, daha yüksek kaynama noktası demektir.

41. Etil Alkol - Aseton Karışımında İlk Ayrılan Bileşen

  • İlk ayrılan bileşen aseton olacaktır.
  • Sebebi: Asetonun kaynama noktası (56°C) etil alkolden (78°C) düşüktür.
  • Ayrımsal damıtma prensibine göre, kaynama noktası düşük olan madde önce buharlaşır ve yoğunlaştırılarak toplanır.

42. Kimyasalların Toplama Kabına Geliş Sırası

  • Kaynama noktalarına göre sıralama:
    Aseton (56°C) → Etil Alkol (78°C) → Su (100°C)
  • Bu sıralama, ayrımsal damıtma sürecinde toplama kabına geliş sırasını belirler.

43. Yanlış İfade

  • Doğru cevap: D şıkkıdır.
  • D şıkkında, etil asetat ve etil alkolün aynı etkileşimi içerdiği ve kaynama noktalarının benzer olduğu belirtilmiştir.
  • Ancak, etil alkol hidrojen bağı yaparken, etil asetat yapmaz.
  • Bu nedenle kaynama noktaları tam olarak benzer değildir.

44. Yüksek Rakımda Yumurtaların Daha Uzun Sürede Pişme Nedeni

  • Rakım arttıkça (yükseğe çıkıldıkça) atmosfer basıncı azalır.
  • Basınç düştüğünde, suyun kaynama noktası da düşer.

Örneğin:

  • İzmir’de (rakım 2 m) su 100°C’de kaynar ve yumurta 3 dakika 22 saniyede pişer.
  • Erzurum’da (rakım 1890 m) su daha düşük sıcaklıkta kaynar ve yumurtanın pişmesi daha uzun sürer (6 dakika 9 saniye).

9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 232

45. Doğru İfade Hangisidir?

C şıkkı doğrudur:

  • "Kaynama için gerekli olan en düşük buhar basıncı Erzurum’dadır."
  • Çünkü Erzurum’un rakımı yüksek olduğu için atmosfer basıncı düşüktür.
  • Düşük atmosfer basıncı, suyun daha düşük sıcaklıkta kaynamasına neden olur.

46. Denizli’de Yumurtanın Pişme Süresi Ne Olur?

  • Bursa’daki pişme süresi: 4 dakika 4 saniye
  • Kütahya’daki pişme süresi: 5 dakika 13 saniye
  • Denizli'nin rakımı 450 m olduğuna göre pişme süresi 4 dakika 4 saniye ile 5 dakika 13 saniye arasında olmalıdır.

Sebep:

  • Rakım arttıkça atmosfer basıncı azalır, suyun kaynama noktası düşer.
  • Daha düşük sıcaklıkta kaynayan suda, yumurtanın pişmesi daha uzun sürer.
  • Denizli’nin rakımı Bursa’dan daha yüksek, Kütahya’dan daha düşük olduğu için pişme süresi bu iki şehir arasında olmalıdır.

9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 233

47. Tabloyu Tamamlama

Deneyde kullanılan sıvılar ve viskozite ile ilgili tablo tamamlanmıştır:

Büret Numarası Sıvı Moleküller Arası Etkileşim Kuvveti Sıcaklık (°C) Büretten Akan Sıvı Miktarı (mL)
1 2-propanol Hidrojen bağı 25 20
2 2-propanol Hidrojen bağı 30 44
3 1,2-propandiol Hidrojen bağı 25 1
4 n-heksan London kuvveti 30 48
5 n-heptan London kuvveti 30 47

48. Sıvıların Viskozitesini ve Akışkanlığını Karşılaştırma

a) 1 ve 3. büretlerdeki sıvıların akışkanlığı farkı

  • 1,2-propandiol (3. büret), 2-propanol (1. büret) ile karşılaştırıldığında daha fazla hidrojen bağı içerir.
  • Hidrojen bağlarının fazlalığı, moleküller arası çekimi artırarak viskoziteyi artırır.
  • Sonuç: 3. büretin akışkanlığı daha düşük, viskozitesi daha yüksektir.

b) 1 ve 2. büretlerdeki sıvıların akışkanlığı farkı

  • 2. büretteki sıvı sıcaklığı daha yüksektir (30°C > 25°C).
  • Sıcaklık artışı, moleküllerin kinetik enerjisini artırarak viskoziteyi düşürür.
  • Sonuç: 2. büretin akışkanlığı 1. bürete göre daha fazladır.

c) 4 ve 5. büretlerdeki sıvıların viskozitesi farkı

  • n-heksan (4. büret) ve n-heptan (5. büret) London kuvvetleri ile etkileşir.
  • n-heptan daha büyük bir molekül olduğu için daha fazla London kuvveti içerir, bu da viskozitesini artırır.
  • Sonuç: 4. büretin viskozitesi 5. büretten düşüktür, yani akışkanlığı daha fazladır.

ç) 2 ve 5. büretlerdeki sıvıların viskozitesi farkı

  • 2. büret (2-propanol), hidrojen bağı içerir, 5. büret (n-heptan) ise sadece London kuvvetine sahiptir.
  • Hidrojen bağı, London kuvvetine göre daha güçlüdür.
  • Sonuç: 2. büretin sıvısı 5. bürettekine göre daha yüksek viskoziteye sahiptir.

9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 234

49. Viskozite ile ilgili oluşturduğunuz tablodan yararlanarak aşağıdaki boşlukları doldurunuz.

  1. Akışkanlık tersidir.
  2. Moleküller arası etkileşim kuvveti arttıkça artar.
  3. Sıcaklık arttıkça azalır.
  4. Moleküller arası etkileşim kuvveti ve sıcaklık etkileyen faktörlerdir.

50. X ve Y sıvılarının cam yüzeyle etkileşimlerini tanecik boyutunda gösteriniz.

  • X sıvısı yüzeyde damlacıklar hâlinde kaldığı için kohezyon kuvveti daha büyüktür.
  • Y sıvısı yüzeyde yayıldığı için adezyon kuvveti daha büyüktür.

51. Sıvıların cam yüzeydeki davranışlarına göre cam yüzey ve sıvılar arasındaki adezyon ve kohezyon kuvvetlerini karşılaştırınız.

  • X sıvısı yüzeyde damlacıklar hâlinde kaldığına göre kohezyon kuvveti adezyon kuvvetinden büyüktür.
  • Y sıvısı yüzeyde yayıldığına göre kohezyon kuvveti adezyon kuvvetinden küçüktür.

52. Tabloda verilen sıvılardan hangilerinin kimyagerin ürettiği X ve Y sıvıları olabileceğini gerekçesi ile açıklayınız.

  • X sıvısı: Yüzeyde damlacıklar hâlinde kalan sıvıdır, yüzey gerilimi büyük olmalıdır. Su veya gliserin olabilir.
  • Y sıvısı: Yüzeyde yayılan sıvıdır, yüzey gerilimi düşük olmalıdır. n-Hekzan veya zeytinyağı olabilir.

Örnek eşleşmeler:

  • X sıvısı su, Y sıvısı n-Hekzan olabilir.
  • X sıvısı gliserin, Y sıvısı zeytinyağı olabilir.

9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 235

53. Aşağıdaki araştırma sorularını cevaplarken tablodaki hangi bilgilerin kullanılması gerektiğini açıklayınız.

a) Farklı miktarda tuz içeren aynı sıcaklıktaki iki ayrı suyun üzerine konulan böceklerden hangisi su yüzeyinde daha kolay yürüyebilir?

  • Cevap: Tuz derişimi arttıkça yüzey gerilimi de artar. Bu yüzden %4’lük NaCl çözeltisi içeren suya bırakılan böcek, daha kolay yürüyebilir.

b) Çamaşırlardaki kir ve yağın daha kolay temizlenebilmesini sağlayacak koşulları yüzey gerilimi ile ilişkilendirerek açıklayınız.

  • Cevap: Sıcaklık arttıkça yüzey gerilimi azalır. Bu durumda deterjan daha etkili hâle gelir ve kirleri daha iyi temizler.

c) Yağmur, su damlası değil de etil alkol ya da n-hekzan damlası olarak yağsaydı ıslatma özelliği neden daha fazla olurdu?

  • Cevap: Etil alkol ve n-hekzan sıvılarının yüzey gerilimleri sudan daha düşük olduğu için, bu sıvılar suya göre yüzeyde daha çok yayılır ve ıslatma etkisi daha fazla olurdu.

54. Sıcaklık ve sıvı cinsi ile damla sayısı arasındaki ilişkiyi açıklayınız.

  • Cevap: Sıcaklık arttıkça yüzey gerilimi azalır ve damla sayısı artar.
  • Sıvının cinsi farklı olduğunda damla sayısı da değişir. Yüzey gerilimi düşük olan sıvılarda daha fazla damla oluşur.

55. Deney ile elde edilen damla sayıları ve tabloda verilen yüzey gerilimi değerleri arasındaki ilişkiyi yorumlayınız.

  • Cevap: Aynı sıcaklıkta yüzey gerilimi küçük olan sıvının damla sayısı daha fazladır.
  • Örneğin: Etil alkolün yüzey gerilimi suya göre daha düşük olduğundan etil alkolün damla sayısı sudan fazladır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

SORU & CEVAP Haberleri