11. Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 167-168-169 Cevapları Gizem Yayıncılık
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 167
Hazırlık
Soru: Aşağıda Türk resim sanatının iki sanatçısının birer tablosu verilmiştir. Tabloları inceleyiniz. Tabloların size hissettirdikleriyle ilgili sınıfınızda hazırlıksız konuşma yapınız.
Cevap: Tablolar, kış mevsiminin farklı yönlerini yansıtarak bizlere geçmişten ve doğadan izler sunuyor. Ahmet Hikmet Hamdi’nin "İstanbul’da Kış" adlı eseri, nostaljik bir İstanbul manzarasıyla karşımıza çıkıyor. Eski İstanbul sokaklarında kar yağışı altında ilerleyen insanlar, ahşap evler ve soğuk havanın etkisi tabloya sıcak ama bir o kadar da hüzünlü bir hava katıyor. Bu eser bana geçmişin İstanbul’unu ve o dönemin şehir yaşamını düşündürüyor.
Fikret Otyam’ın eseri ise daha çok kırsal kesimde geçen zorlu bir kış gününü anlatıyor. Karda ilerleyen insanlar ve hayvanlar, kış şartlarının çetin geçtiği köy hayatını gözler önüne seriyor. Bu tablo, doğa ile mücadelenin bir göstergesi olarak insanın yaşam mücadelesini hissettiriyor.
Her iki tablo da kış mevsiminin hem romantik hem de zorlayıcı yönlerini ele alıyor. İstanbul’un nostaljik kış günlerini ve köy hayatının çetin koşullarını gözler önüne seren bu eserler, geçmişle bugün arasında duygusal bir bağ kurmamızı sağlıyor.
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları - Gizem Yayınları Sayfa 169
Fıkra ile Sohbet Arasındaki Farklar
Fıkra ve sohbet, yazınsal türler içinde farklı özelliklere sahiptir. Fıkra türünde yazar, belirli bir düşünceyi savunarak okurlarını yönlendirmeye çalışırken, sohbette daha samimi ve karşılıklı konuşuyormuş gibi bir anlatım kullanır. Fıkra daha çok güncel konulara dayanırken, sohbet daha geniş bir perspektife sahiptir. Fıkralar genellikle zamanla değerini yitirirken, sohbet metinleri kalıcılığını sürdürebilir.
Cumhuriyet Öncesi Türk Edebiyatında Fıkra
Fıkra, gazeteciliğin gelişmesiyle edebiyatımıza Tanzimat Dönemi’nde girmiştir. Şinasi, Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi gibi isimler, bu türde yazılar yazmıştır. Tanzimat yazarları genellikle hak, adalet, hürriyet, eşitlik ve hukuk gibi konuları ele almıştır. Daha sonraki dönemlerde Ahmet Rasim, Ahmet Haşim, Refik Halid Karay, Ziya Gökalp gibi yazarlar da bu türde önemli eserler vermiştir.
Metni Anlama ve Çözümleme
1) "Kış" adlı metnin yazıldığı dönemin gerçekliğini yansıtan unsurlarına örnek veriniz.
✔ Metinde Avrupa şehirleri ile yapılan karşılaştırmalar, kadınların kürk giyme isteği, caz müzik ve otel salonlarındaki eğlenceler, dönemin modern yaşam tarzını ve sosyal yapısını yansıtmaktadır.
2) Okuduğunuz metnin yazarının mizahi bir üsluba sahip olduğunu söyleyebilir misiniz? Örneklerle açıklayınız.
✔ Evet, yazarın mizahi bir üslubu vardır.
- "Kışın geç gelmesini Paris ve Londra ile yarış gibi görmesi"
- "Grip virüslerini maskeli düşmanlar olarak anlatması" gibi ifadeler yazarın mizahi dil kullandığını göstermektedir.
3) Okuduğunuz metinden yazarın yer yer şiirsel söylemden yararlandığı bölümlere örnekler vererek bunun metne katkısını değerlendiriniz.
✔ "Kışa mahsus o sıcak ve kırmızı parıltılar" ve "mevsimi geçmiş meyvelerin acınacak hali" gibi ifadeler şiirsel bir anlatıma sahiptir.
✔ Bu anlatım tarzı, metni daha etkileyici ve duygusal hale getirir, okuyucuya görsellik kazandırır.
4) Okuduğunuz metinden fıkra türünün hangi özelliklerini çıkarabilirsiniz?
✔ Fıkrada günlük hayattan bir konu ele alınmış, kişisel düşünceler ön planda ve kanıtlama çabası yoktur.
✔ Yazarın samimi ve doğal bir anlatımı vardır.
5) "Kış" adlı metinden alınan aşağıdaki parçada altı çizili kelimeler günümüzdeki yazım kurallarının dışında yazılmıştır.
"Düşünmeğe, toplanmağa, almağa" gibi kullanımlar eski yazım kurallarına göre yapılmıştır.
✔ Bu, dönemin dil yapısından kaynaklanmaktadır ve yazım hatası değildir.
✔ Benzer şekilde "sevkeden, kıt’asına, dökmeği, ölmeği" gibi kelimeler de eski yazım tarzını yansıtır.
6) Kış mevsimine sizin yaklaşımınızla yazarın yaklaşımını karşılaştırırsanız neler söyleyebilirsiniz?
✔ Ben kış mevsimini daha çok tatil, eğlence ve sıcak içeceklerle ilişkilendiririm.
✔ Yazar ise kışı modern şehir hayatı ve doğa arasındaki çelişkilerle ele almıştır.
7) "Kış" adlı metni "Tatlı Dile Dair" adlı metinle yazarın amacı, hedef kitle ve üslup yönünden karşılaştırınız.
✔ "Tatlı Dile Dair" metni, dilin insan ilişkilerindeki önemini vurgulayan bir metindir.
✔ "Kış" metni ise mevsimler, şehir hayatı ve insan alışkanlıklarını anlatır.
✔ "Tatlı Dile Dair" daha öğretici ve ahlaki bir bakış açısına sahipken, "Kış" metni gözlemci ve betimleyici bir anlatım kullanmaktadır.
Günlük Gazetelerden Fıkra Örneği:
DİLİMİZ DİLDEN GİDİYOR
Bir önlem alınmazsa Türkçemiz iyice yozlaşacak ve 50 yıl sonra gelen nesil bile bugün yazdıklarımızı anlayamayacak. İnsanlar, yabancı bir dile ait sözcükleri kullanarak modernleştiğini sanıyor; oysa kendi öz dilini yok ediyor; ama farkında bile değil.
Halis muhlis Türkçesi dururken, yabancı sözcükleri kullanmak nedir anlamak mümkün değil doğrusu. Geçenlerde bir yemeğe davetliydim. Yakın bir aile dostunun evinde masada yemekteydik. Ne olduysa oldu, elimdeki su bardağı yere düşüverdi. Dolayısı ile canım sıkıldı biraz. Aile dostumun beni teselli etmek için sarf ettiği ifade aynen şuydu:
"Relax ol, problem yok."
Hadi "problem" kelimesini anladım da "relax ol" da neyin nesiydi? Dilimizde karşılığı yok muydu? Elbette vardı; fakat o bunu tercih etmişti.
Velhasılı, dilimiz elden gidiyor, buna bir çare bulmamız lazım. Özellikle Türk Dil Kurumu’nun bu konuda ciddi önlemler alması, araştırmalar yapması gerekiyor. Türkçe, ağzımda anne sütü gibidir diyen şairin sözlerini boşa çıkarmamak için dilimize sahip çıkmalıyız.
(Ayşenur CANCAN)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.