10. Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 224-231-232 Cevapları Beşgen Yayıncılık
Metne Hazırlık
1) Çevrenizde insanları güldürmeye çalışan kimseler var mı? Bu kişilerin özellikleri nelerdir? Gözlemlerinizi sınıfınızda anlatınız.
Cevap: Çevremde insanları güldürmeye çalışan birkaç kişi var. Bu kişiler genellikle neşeli, enerjik ve pozitif bir yapıya sahipler. Bulundukları ortamı şakalar yaparak, komik hikâyeler anlatarak veya taklitler yaparak eğlenceli hale getiriyorlar. Mizah anlayışları sayesinde insanlarla kolayca iletişim kuruyorlar ve çevrelerindekilere neşe katıyorlar. Bazen kelime oyunları yaparak, bazen de günlük olayları esprili bir şekilde anlatarak insanları güldürmeyi başarıyorlar. Bu özellikleri onları herkesin sevdiği ve aranan kişiler haline getiriyor.
2) EBA uzantısından Geleneksel Türk Tiyatrosu-1 adlı videoyu sınıfınızda etkileşimli tahtada izleyiniz. İzlenimlerinizi arkadaşlarınıza anlatınız.
Cevap: Geleneksel Türk Tiyatrosu, halk kültürüne dayanan, sözlü ve doğaçlama unsurlarla gelişen bir tiyatro türüdür. Bu tiyatro türü, toplumu eğlendirirken aynı zamanda eğitici bir görev üstlenmiştir. Videoda, geleneksel Türk tiyatrosunun en bilinen örnekleri olan Karagöz-Hacivat, meddah ve köy seyirlik oyunları hakkında bilgiler verildi. Günlük yaşamdan, toplumsal eleştirilerden ve mizahi unsurlardan beslenen bu oyunlar, genellikle doğaçlama olarak sahnelenir.
Özellikle Karagöz ve Hacivat oyununda, halkın mizah anlayışını ve gündelik yaşamındaki olayların nasıl ele alındığını görmek mümkündür. Meddah ise tek kişilik gösterileriyle halkı eğlendiren, hikâyeler anlatan ve karakterleri taklit eden sanatçıdır. Köy seyirlik oyunları ise daha çok halk arasında düğün, bayram ve özel günlerde sergilenen eğlenceli oyunlardır.
Bu tür tiyatroların ortak özelliği, mizah, taklit ve toplumsal eleştiri gibi unsurların ön planda olmasıdır. Ayrıca gösterilerde kostüm, müzik ve dans gibi ögeler de kullanılır. Bu sayede izleyiciyi hem eğlendirir hem de düşündürür.
Sayfa 231 Cevapları
Metni Anlama ve Çözümleme
1) Aşağıdaki kelimelerin anlamlarını tahmin edip TDK’den kontrol ediniz.
- Başüstüne (Tahminim): Bir isteğe veya emre olumlu cevap vermek.
- Başüstüne (TDK): Bir isteğin, buyruğun hemen yerine getirileceğini bildiren söz.
- Münasip görmek (Tahminim): Uygun görmek, kabul etmek.
- Münasip görmek (TDK): Uygun ve yerinde bulmak.
- Karışmıyorum (Tahminim): Müdahale etmemek, ilgilenmemek.
- Karışmıyorum (TDK): İşin içine girmemek, müdahale etmemek.
2) Okuduğunuz metnin tema ve konusunu belirleyiniz.
- Tema: Geleneksel mahalle kültürünün değişimi ve insan ilişkileri.
- Konu: Bakkal ve müşteri arasındaki alışveriş diyalogları üzerinden eski ve yeni alışkanlıkların karşılaştırılması.
3) "Bakkallık" adlı metinden hareketle aşağıdaki tabloda belirtilenleri doldurunuz.
Öğe | Açıklama |
---|---|
Temel çatışma | Geleneksel mahalle kültürü ile modernleşen toplum arasındaki değer farkı. |
Temel karşılaşma | Bakkal ile müşterinin farklı alışveriş anlayışları üzerinden gelişen diyaloglar. |
Temel karşıtlıklar | Eski samimi mahalle bakkalı ile modern süpermarket alışveriş anlayışı arasındaki farklar. |
Sayfa 232 Cevapları
4) Metnin olay örgüsünü sıralayınız.
- Hacivat’ın semai okuyarak gelmesi
- Hacivat’ın perde gazelini okuması
- Hacivat’ın Karagöz’e bilmece sorması
- Çelebi’nin babadan kalma dükkânı kiralaması için Hacivat’tan yardım istemesi
- Hacivat’ın dükkânı Kayseriliye kiraya vermesi
- Karagöz’ün dükkânda çalışmak için Kayseriliyle buluşması
- Hacivat’ın Cemalîfer’e kiralık ev bulması
- Karagöz’ün dükkânda çırak olarak çalışmaya başlaması
- Hamalın dükkâna eşya getirmesi
- Karagöz’ün mangalı devirip yangın çıkarması
- Karagöz’ün ve Hacivat’ın kalıp ifadelerle seyirciden özür dilemesi
5) Geleneksel tiyatro ile modern tiyatro arasındaki farkları açıklayınız.
- Geleneksel Türk Tiyatrosu, mukaddime (giriş), muhavere (karşılıklı konuşmalar), fasıl (asıl konu) ve bitiş olmak üzere dört bölümden oluşur.
- Modern tiyatroda ise olay örgüsü belirli sahne ve perde düzenine göre planlanır.
Metindeki bölümler:
- Mukaddime: Hacivat’ın semai okuyarak sahneye gelişi.
- Muhavere: Karagöz ve Hacivat’ın mizahi diyalogları.
- Fasıl: Karagöz’ün bakkallık yapmaya çalışması.
- Bitiş: Karagöz’ün dükkânda yangın çıkarması ve oyunun sonlanması.
6) Metindeki karakterleri değerlendirin.
Karakter | Fiziksel Özellikleri | Ruhsal Özellikleri | Sosyal Statüsü |
---|---|---|---|
Karagöz | Kısa boylu, yuvarlak yüzlü | Saf, esprili, hazırcevap | Halktan biri |
Hacivat | Zarif, düzgün giyimli | Akıllı, planlı, kibar | Eğitimli, bilgili biri |
7) Okuduğunuz oyunun bir senaryosu niçin yoktur? Açıklayınız.
Cevap: Karagöz oyunu, doğaçlama ile sahnelenen bir geleneksel Türk tiyatrosu örneğidir. Yazılı bir senaryosu yoktur çünkü sözlü kültüre dayanır ve nesilden nesile aktarılır. Oyuncular, oyunu doğaçlama olarak sahneler ve karakterler arasında anlık gelişen diyaloglar oluşturur.
8) Karagöz’ün yanlış anladığı sözler ve neden yanlış anladığı açıklayınız.
Cevap: Karagöz’ün yanlış anladığı bazı ifadeler şunlardır:
- "Vakt-i şerîfler hayırlar olsun" → Karagöz bunu yanlış anlayarak saçma bir cevap verir.
- "Semai, gazel" → Karagöz, bunları anlamadığı için yanlış tepkiler verir.
Karagöz, eğitimli biri olmadığı için eski Osmanlı Türkçesi kelimeleri yanlış anlamaktadır. Aynı zamanda, oyunun mizahi yapısı gereği yanlış anlamalar seyirciyi güldürmek amacıyla kullanılır.
9) "Bakkallık" adlı oyunu toplumsal ve bireysel gerçeklik açısından değerlendirin.
- Toplumsal açıdan: Geleneksel mahalle kültürü ve modern alışveriş anlayışları karşılaştırılmıştır.
- Bireysel açıdan: İnsanların eskiye duyduğu özlem ve değişen alışveriş alışkanlıkları ele alınmıştır.
10) Hacivat’ın evi ve dükkânı kiraya vermesi gibi davranışlar toplumsal yaşama katkı sağlar mı?
Cevap: Evet, bu tür yardımlaşmalar toplumsal dayanışmayı güçlendirir. İnsanların birbirine destek olması, mahalle kültürünün devam etmesini sağlar. Özellikle eski dönemlerde komşuluk ilişkileri ve dayanışma önemli bir toplumsal değerdi.
11) Karagöz oyununun tarihsel gerçeklik açısından değerlendirilmesi.
Cevap: Karagöz oyununun kesin bir tarihsel kaynağı bulunmamakla birlikte, Osmanlı döneminde halk eğlencesi olarak yaygın şekilde oynandığı bilinmektedir. Evliya Çelebi’ye göre, Sultan Orhan Dönemi’nde Bursa’da Ulu Cami inşaatında çalışan işçiler arasındaki konuşmalardan doğmuştur. Ancak bir diğer teoriye göre 1517’de Yavuz Sultan Selim tarafından Mısır’dan İstanbul’a getirilmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.