10. Sınıf Felsefe Ders Kitabı Sayfa 68 Cevapları Meb Yayınları

Soru: Bir şeyin var olduğunu bilmeden “ne” sorusu sorulabilir mi?

Cevap: Hayır, bir şeyin var olduğunu bilmeden “ne” sorusu sorulamaz. Çünkü "ne" sorusu, varlığı kabul edilen bir şeyin özünü veya niteliğini öğrenme amacı taşır. Bir şeyin var olduğuna dair bir algı veya kavrayış olmadan, onun hakkında soru sormak mümkün değildir. Bu durum, varlığın önce kabul edilmesi gerektiğini, ardından niteliklerinin sorgulanabileceğini gösterir. Ontoloji (varlık bilimi) de bu sıralamayı esas alır: Önce varlığın kabulü, sonra onun mahiyetine dair sorgulama gelir.

Uygulama

Aşağıda verilen açıklamadan ve metinden hareketle soruları yanıtlayınız.

Soru 1: Söylenmeyenlerin ve adlandırılmayanların asıl gerçeklik olduğunu nasıl yorumlarsınız?

Cevap: Söylenmeyenlerin ve adlandırılmayanların asıl gerçeklik olduğu ifadesi, insan algısının ve dilin sınırlarını aşan bir hakikatin varlığını işaret eder. Bu yaklaşım, varlığın özüne ulaşmanın, dil ve kelimelerle tam anlamıyla mümkün olmadığını, bunun ötesinde bir anlayışın gerektiğini ifade eder. Yin ve Yang gibi semboller, bu kavramı soyut bir şekilde açıklamaya çalışır. Gerçeklik, insanın adlandırdığı şeylerin ötesinde, her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğu ve tamamlayıcı bir yapıda var olduğu bir düzlemi ifade eder.

Soru 2: Hiçliğin öz olması nasıl mümkün olabilir? Tartışınız.

Cevap: Hiçliğin öz olması, varlık ve yokluk arasındaki tamamlayıcı ilişkiyi anlamakla mümkündür. Bu görüşe göre, "hiçlik", varlığın kendini tanımlayabilmesi için gereklidir. Çin felsefesindeki "Wu Ji" (Hiçlik) kavramı, varoluşun temel kaynağını oluşturur. Hiçlik, sadece bir boşluk veya yokluk değil, aynı zamanda potansiyel bir yaratılış ve oluş alanıdır. Her şeyin özünün bir başlangıcı olduğuna ve bu başlangıcın boşluktan türediğine inanılır. Hiçlik, hem varoluşun hem de yok oluşun kaynağıdır.

Soru 3: Varlık ve hiçliğin aynı şey oluş savını nasıl değerlendirirsiniz?

Cevap: Varlık ve hiçliğin aynı şey olduğu savı, doğu felsefesindeki bütünlük ve zıtlıkların birliği kavramına dayanır. Yin ve Yang felsefesinde, varlık (Yin) ve hiçlik (Yang) birbirini tamamlayan unsurlar olarak görülür. Birinin var olması, diğerinin de varlığını gerekli kılar. Bu, evrendeki her şeyin bir döngü ve denge içerisinde olduğunu ifade eder. Hiçlik, varlığı yaratır; varlık ise hiçliğe döner. Bu anlayış, hem doğayı hem de insanın varoluşunu anlamlandırmada derin bir perspektif sunar.