12. Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 40-41-42-43 Cevapları Meb Yayınları
Hazırlık Soruları ve Cevapları
1. Bir hikâyeyi tavsiye edebilmek için hangi özellikleri taşıması gerekir?
Bir hikâyeyi tavsiye etmek için sürükleyici bir anlatım, ilginç bir konu, etkileyici karakterler ve derin bir mesaj taşıması gerekir. Ayrıca okuyucunun dikkatini çekecek bir başlangıca ve anlamlı bir sona sahip olması önemlidir.
2. İnsan doğasının modern şehrin yaşam tarzına uyumu hakkında düşünceleriniz?
Modern şehir yaşamı, insan doğasından uzaklaşılan bir hız ve stres barındırıyor. Doğayla bağlantının kopması, sosyal ilişkilerin azalması ve yoğun iş temposu, insanın iç dünyasında uyumsuzluk yaratabiliyor. Ancak, teknoloji ve imkanlar sayesinde şehir yaşamı da avantajlar sunuyor, bu nedenle dengeyi bulmak önemli.
Metni Anlama ve Çözümleme Cevapları
1. “Gökdelenler, nükleer başlıklar büyüdükçe biz köşemizde büzülüyoruz.” cümlesindeki "büzülüyoruz" kelimesinin anlamı:
Cümle bağlamında "büzülüyoruz", insanların devasa yapılar ve teknolojiler karşısında kendilerini küçük, çaresiz ve yalnız hissetmesini ifade etmektedir. TDK’ye göre "büzülmek", Korku, şaşkınlık, soğuk vb. etkenlerle bir kenara sinmek, bir kenara çekilmek anlamına gelir.
2. Anlatıcının kişilik özellikleri:
- Duygusal: Anılarına bağlı ve geçmişe özlem duyan bir yapısı var.
- Gözlemci: Mekânları ve detayları dikkatle gözlemliyor.
- Nostaljik: Çocukluk günlerine duyduğu özlem her satırda hissediliyor.
3. Anlatıcının mekânı geçmişte ve günümüzde algıladığına dair cümleler:
Geçmiş: "Sanki Kaf Dağı’nın ardından sihirli elmayı kapıp gelmişim gibi içimi bir gurur kaplardı."
Günümüz: "O koooca Buğday Meydanı şimdi gözüme ne kadar ufak gözüküyor."
4. Fotoğraf metin için mi çekilmiştir yoksa metin fotoğraf için mi yazılmıştır?
Soru: a) Sizce bu fotoğraf yazılan metin için mi çekilmiştir yoksa metin bu fotoğraf için mi yazılmıştır? Düşüncelerinizi gerekçeleriyle açıklayınız.
Cevap: Metin, fotoğraf üzerinden yazılmış gibi görünüyor. Anlatıcı, fotoğrafa bakarak geçmişi hatırlıyor ve duygularını bu şekilde dile getiriyor. Fotoğraf, anıları canlandıran bir araç olarak kullanılmış olabilir.
Soru: b) Mustafa Kutlu, eserlerinde hem içerik hem biçim yönünden gelenekle bugün arasında yaşanan kırılmanın önüne geçmek için kendisine bir köprü işlevi yükler. Siz fotoğrafa baktığınızda geçmişle bugün arasında nasıl bir bağ kurabilirsiniz? Anlatınız.
Cevap: Fotoğrafa bakınca, geçmişin sade ve doğal yaşamı ile bugünün hızlı ve modern dünyası arasında bir bağ kuruyorum. Eskiden insanlar daha sakin yaşarken, bugün teknoloji hayatı hızlandırdı.
Soru: c) Okuduğunuz metinde anlatıcı, fotoğrafın her şeyi göstermeyeceğini söylüyor. Fotoğrafın göstermediği ama anlatıcının dile getirdikleri nelerdir? Bunları dile getirirken anlatıcının hangi duyguların etkisinde olduğunu söyleyebilirsiniz?
Cevap: Anlatıcı, fotoğrafın göstermediği şeyler olarak suyun serinliğini, sineklerin vızıltısını ve eski anılarını dile getiriyor. Bu sırada nostalji ve özlem duyguları içinde olduğunu anlıyoruz.
5. Hikâyenin içine çekmek amacıyla kullanılan ifadeler:
• “Aman Allahım, ne büyük bir meydandı bu Buğday Meydanı.” “Gördünüz mü? Fotoğraf her şeyi göstermez. Ama bana görünüyor.” "Ah, gülüyorsunuz; çocukluk dünyamızın boyutlarıyla yorumluyorsunuz bu durumu."
Bu ifade, okuyucuyu konuşmaya davet edercesine bir diyalog başlatır, böylece hikâyeye daha yakın hissedilir.
6. Metindeki temel çatışma:
Geçmişin sıcak, samimi, büyük görünen dünyası ile günümüzün soğuk, küçük ve uzak dünyası arasındaki çatışmadır.
Örnek cümleler:
- "Biz büyüdüğümüz için dünya küçülmüyor."
- "Dünyayı küçültürken kendimizi de küçültüyoruz."
- "Eşya ile, dünya ile var olan irtibatımız zedeleniyor."
7. Dünyanın küçüldüğü düşüncesine katılıyor musunuz?
Evet, teknolojinin ve modern yaşamın hızlanmasıyla dünya gerçekten küçülmüş gibi hissediliyor. Eskiden büyük görünen yerler ve olaylar şimdi daha ulaşılabilir ve basit görünüyor, ancak bu aynı zamanda insanların dünyayla olan bağlantısını da zayıflatıyor.
8. İlk cümle etkisi:
Evet, ilk cümle beni hikâyeye çekti. "Orta Çeşme Buğday Meydanı’nın tâ öteki ucunda idi." cümlesi, hem bir mekânı tanımlıyor hem de anlatıcının çocukluğuna dair bir yolculuğa çıktığını hissettiriyor.
9. İki metin arasındaki karşılaştırma:
"Biz Büyürken Küçülen" metninde anlatıcı, mekânı nostaljik bir şekilde algılarken, "Bir Odanın Fotoğrafı" metninde mekânın gerçekliği ve görünmeyen yüzü üzerinde durulmaktadır. Her iki anlatıcı da mekânı algılama biçimleriyle insanın iç dünyasındaki değişimi ifade etmektedir. İlk metinde çocukluk anıları ve yaşanan değişim ön plandayken, ikinci metinde odaların görünmeyen ama hissedilen yüzüne vurgu yapılmıştır.
Soru: Biz Büyürken Küçülen adlı metin ve bu metin ile ilgili çalışmalar, insanın kendi iç dünyasını ve yaşamın sürekli değişen gerçeklerini algılamasında hikâye türünün işlevi ile ilgili size neler düşündürdü?
Bu metinler, hikâye türünün insanın iç dünyasını ve yaşadığı değişimi nasıl işlediğini anlamamız için önemli örneklerdir. Hikâyeler, geçmiş ile şimdi arasındaki farkları, modern dünyaya uyum sürecini ve hayatın ritmini yansıtarak bizleri düşünmeye davet eder.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.